9 Tem 2019

Girilmesi yasak olan ürkütücü gizemli ve tuhaf 19 yer

Girilmesi yasak olan ürkütücü gizemli ve tuhaf 19 yer






Girilmesi Yasaklı olan yerler insanoğlunun hep ilgisini çekmiştir. Sizler için birbirinden farklı oldukça ürkütücü olan ve girişin kesinlikle yasak olduğu yerleri derledik, işte detaylar.
1. Svalbard Küresel Tohum Deposu/ Norveç
Norveç’in Spitsbergen Adası’nda yer alan Kuzey Kutup Dairesi’nin derinliklerindeki bu yasaklı yer bir dağın içerisinde saklıdır. Bu yere zaman zaman “Kıyamet Günü Deposu” olarak da denilmektedir. Çünkü insanoğlunun başına gelebilecek en kötü durumlarda bile tüm dünyanın gıda mahsullerinin çeşitliliği mevcuttur. Yok edilen bitki türlerinin eski haline getirilmesi amacıyla kurulmuştur
Dağın yamacında yer alan bu depo tüm buzullar erise dahi deniz seviyesinin üzerinde kalmaktadır. Yaklaşık olarak 100 milyon tohum ve dünyanın mevcut tüm besinlerine ait tohumların yedeği bulunmaktadır.
Ülkeler arası politika bu depoda işlevin yitirmektedir. Örneğin Kuzey Kore bile tohumlarını bu depoda saklamaktadır.
Svalbard Küresel Tohum Deposu’ndan ilk besin çekimini Suriye yapmıştır. Halep şehrinde savaştan dolayı yıkılan Uluslararası Araştırma Merkezi’ni tekrar açma amacıyla olmuştur. Bu depoyu kısacası mahsullerin genetik yapısını korumak amacıyla kullanıyorlardı. Bugün, depolanmış ürünler savaştan etkilenmiş ve kuraklık ile mücadele eden Suriye için oldukça büyük önem taşımaktadır.
2. Kuzey Sentinel Adası/ Hindistan
Günümüzde, modern dünya ile arasında hiçbir bağ olmayan sayılı kabileler arasında yer alan Kuzey Sentinel Adası tuhaf halkı ile dikkatleri üzerine çekmiştir. Burada yaşamını sürdüren kabilenin avlanarak, balık tutarak ve çevreden topladıkları vahşi bitkiler sayesinde hayatta kaldıkları bilinmektedir. Fakat şimdiye kadar tarıma veya ateşe dair herhangi bir ize rastlanılmamıştır.
1967 yılında T.N. Pandit tarafından ilk başarılı keşif yapılmıştır. Bu tarihten beri burada yaşamını sürdüren kabile modern dünya ile iletişimini tamamen kesmiş ve yardıma gelenleri de şiddetle dışarı atmıştır.
2006 yılında gerçekleşen olayda; adaya yanlışlıkla giren 2 balıkçıyı öldürmüşlerdir. Bu olayın ardından Hindistan hükümeti yapılan cinayeti yargılamak için herhangi bir girişimde bulunmamıştır. Günümüzde de aynı şekilde tehlike içeren bu adaya giriş kesinlikle yasaktır. Adaya girme girişiminde bulunanlarında sonu ölümle bitmektedir.
3. Plüton’un Kapısı, Türkiye
Ülkemizden bir yer olan Plüton’un Kapısı, Pamukkale şehrimizde yer almaktadır. Frigyalılar döneminde Hierapolis ismini verdikleri antik kentte bulunan bu kapı bir zamanlar Roma medeniyetinin ölüm tanrısı Plüton’a adanmıştır. Antik bir tarihçi olan araştırmacı Strabon burayı ziyaret etmeye karar vermiş ve “İçeri giren her hayvan anında ölümle karşılaşıyor. İçeri birkaç serçe fırlattım ve hepsi son nefesini verip yere düştü.” yorumunu yapmıştır.
Bu esrarengiz kapı 1965 yılında keşfedilmiştir. Plüton’un kapısı hakkındaki şehir efsanelerinden daha da fazlasına sahiptir. Bilim insanlarının da dikkatlerinden kaçmayan bu yasaklı yer yapılan araştırmalara göre karbondioksit yoğunluğu gündüzleri Güneş’in gazı dağıttığını, geceleri ise sıcaklığın düşüp karbondioksit havadan daha ağır olmasından ötürü karbondioksidin birçoğunun yere çöküp ölümcül bir ‘göl’ oluşturduğunu tespit etmişlerdir.
Sabahın ilk saatlerinde zeminin 40 santimetreden yukarısında %35 karbondioksit gazı bulunmaktadır. Bu karbondioksit oranı da hayvanları ve hatta insanları birkaç dakika içinde öldürecek potansiyele sahiptir. Fakat yükseldikçe bu oran git gide düşmektedir. Kapının yanında duran sadece küçük hayvanlar için ölümcüldür. Elbette insanları da etkilemektedir.
4. Paris Yeraltı Mezarları/ Fransa
Paris Yeraltı Mezarları dünyanın bilinen en gizemli ve ürkütücü yerleri arasında yer almaktadır. Bu gizemli ilk başlarda taş madenlerini sağlamlaştırmak için inşa edilmiştir. Zamanla saklanan ceset sayısı da artarak 18. yüzyılın sonlarında 6 milyon cesedin saklandığı bir depo halini almıştır.
Bu ceset dolu tünellerin çok küçük bir kısmı turistler için ziyarete açılmıştır. Binlerce birbirinden farklı iskelet ve kafatasını görmeniz mümkündür. Fakat tüm bunlara rağmen 274 kilometrelik tünelin geriye kalan %99′ luk kısmına girmeniz yasaktır. Yasak olmasının sebebi kaybolma riskinin fazla olmasıdır. Bu durum bazı meraklı insanlar için engellenememektedir.
5. Poveglia Adası, İtalya
Dünyanın en gizemli ve korkunç adalarından biri olan Poveglia Adası, oldukça ilginçtir. Bu adaya dair her şey Roma İmparatorluğu’ nun döneminde vebadan ölen insanların adaya taşınması ile başlamaktadır. Zamanla Ortaçağ döneminde veba hastalığının yeniden yaygın olduğu zamanlarda bu ada binlerce ölümcül hastaya kapılarını açmıştır.
Birçok insan bu adaya terk edildi ve aynı mezarın içerisin gömüldü. Bununla da kalmayıp yakıldığı bile oldu. Ada hakkında söylentilere göre toprak çürüyen ve yakılan cesetlerden o kadar etkilendi ki günümüzde neredeyse toprağın %50’si insan küllerinden oluşmaktadır.
Yaşanılan bu olayların ardından yetmezmiş gibi bir de 1922 yılında burada bir akıl hastanesi açıldı. Elbette buraya getirilen akıl hastaları olumlu etkilenmedi. Adanın en baştan beri ürkütücü bir enerjisi vardı. Bugün hala bu adanın kıyılarına vurmuş insan kemikleri görmeniz mümkündür. Bunun nedeni ise adada öldürülen çok sayıda insan olmasıdır. Birçok insana göre bu ada lanetlidir ve giriş kesinlikle yasaktır. Zaten böyle bir yere gitmeyi kimse istemez.
6. Çernobil Yasak Bölge/ Ukrayna
Çernobil Felaketi 1986 yılında yaşanılan nükleer bir kazadır. Orada yaşayan halkın yüksek radyasyona maruz kalmasından dolayı bu alandan anında boşaltılması istenmiştir. Aradan çok geçmeden halk burayı boşaltmış ve şehir hayalet şehre dönüşmüştür. Hızlıca terk edildiği için günümüzde o dönemlerden kalan ayakkabıları, oyuncakları ve başka eşyaları görebilirsiniz.
Bu alanın bazı kısa bölgelerini görme şansına sahipsiniz. Fakat 30 kilometrelik alana giriş kesinlikle yasaktır. Sebebi ise hala radyoaktif kirliliğin olmasıdır. Çernobil Felaketinin izlerini taşıyan birçok insan vardır. Yüksek seviyedeki radyasyon insanlara oldukça zarar vermiştir.
7. Queimada Grande Adası/ Brezilya
Bu adan Atlas Okyanusu’nda yer almaktadır. Brezilya sahillerinin biraz dışında kalan Queimada Grande Adası, günümüzde türü tehlike altında olan Bothrops Insularis isimli çok zehirli yılan türünü barındırmaktadır. Bu yılan türünün neslinin devamını korumak ve çok zehirli olduğundan ötürü oraya gitmek yasaktır. Yapılan tahminlere göre bu adada metre kare başına bir yılan düşmektedir.
8. İlk Çin İmparatoru’nun Mozolesi/ Çin
Çin’in Şensi eyaletinde bulunan bu yer Xi’ an’ daki Lintong bölgesindedir. Çin Şi Huang’ a ait bu mezarlara giriş kesinlikle yasaktır. 1974 yılında Toprak Askerler ile birlikte keşfedilmesine rağmen mezar bugüne kadar hiç açılmamıştır. Kazı yapılmasına karşı gelenler günümüzde sahip olduğumuz teknolojinin mezarın içindeki herhangi bir şeyi saklamaya yeterli olmayacağını düşünmektedirler. Bu nedenle bu gizemli yere giriş yasaktır.
9. 51. Bölge/ Amerika Birleşik Devletleri
Günümüzde 51.Bölgeyi duymayan yoktur sanırım. Burası Amerika Birleşik Devletleri’ nin Las Vegas eyaletine 160 kilometre kuzeyinde bulunan askeri tesisidir. Dünya üzerinde en gizemli yerlerden birine ev sahipliği yapmaktadır. 2013 yılına kadar 51. Bölge varlığını inkar etmiştir. Günümüzde UFO’ lar ile alakalı komplo teorilerine konu olmaktadır.
Bu alan CIA ve ABD Hava Kuvvetleri tarafından test alanı olarak kullanılmaktadır. 51. Bölge ABD’nin askeri tesisi olmasına rağmen burada bazı bilim insanlarının Dünyamıza düşen uzay araçlarını inceledikleri düşünülmektedir. Merak eden insanlar buranın girişine kadar gitse de içeriye asla girememektedir. Giriş kesinlikle yasaktır.
10. Surtsey/ İzlanda’da Bulunan Bir Ada
Surtsey Adası 1963 yılında 3 yıl gerçekleşen devasa bir volkanik patlamanın ardından oluşan kara parçasıdır. Günümüzde bu ada sadece bilimsel araştırmalar için kullanılmaktadır. Burada yapılan araştırmanın temel amacı ise bir ekosistemin nasıl olur da hiçbir insan etkisi olmadan oluşmasıdır. Bu adaya giriş izni olan yalnızca 2 bilim insanı vardır. Surtsey Adası, dünya üzerinde girişin yasaklı olduğu yerlere adını yazdırmıştır.
Oraya giriş izni olan 2 bilim insanı için ana kural giderken yanlarına hiçbir tohum almamalarıdır. Fakat bilim insanlarında bir tanesi kuralı bozarak lavın üzerine dışkısını yapmıştır. Ardından adada domates tarlası oluşunca araştırmacıların dikkatini oldukça çekmiştir. Ancak bu domates tarlasının nereden geldiği anlaşılınca hemen yok edilmiştir.
11. Niihau Adası/ Hawaii
Niihau Adası aynı zamanda “Yasaklı Ada” olarak da bilinmektedir. Elizabeth Sinclair, 1864 yılında adayı satın almış ve o dönemden beri bu ada özel mülk olarak kayıtlara geçmiştir. Ada ismini ilk 1952 yılında Hawaii’de polyo salgını olduğu zamanlarda almıştır. Bu salgından dolayı adaya giriş ve adadan çıkış yasaktı.
Günümüzde toplamda 170 kişilik bir nüfusuyla oraya gitmek isteyenlerin hayretle baktığı adaya yalnızca birkaç kişi giriş için izin alabilmektedir. Söylentilere göre kraliyet ailesinden de gelmiş olsanız veya dünyanın en zengin insanı da olmuş olsanız adaya girmek için izin almalısınız. Örneğin bir defasında müzik efsanesi haline gelmiş olan Mick Jagger’ın helikopteri adaya iniş için izin alamamıştır.
12. Metro-2, D6 Hattı/ Rusya
Rusya’da devrimci Stalin dönemlerinde Metro-2 adıyla bilinen gizli yer altı ulaşım sistemi inşa edilmiştir. Bu gizemli olan metro sistemi hakkındaki söylenenlere göre Kremlin, Vnukovo-2 Havalimanı ve Genelkurmay Başkanlığı Akademisi gibi oldukça önemli idari binaları birbirine bağlamaktaydı.
Tünellerin içerisinde apartman daireleri ve teknik odaların da bulunduğu söylentiler arasındadır. Bu tünellere dışarıdan herhangi bir giriş yoktur. Yapılma amacının ise savaş dönemlerinde yüksek rütbeli memurların gizli kaçış tüneli olduğu düşünülmektedir.
Moskova yönetimi bu tünellerin varlığını inkar etmektedir. Bir şehir keşif ekibi 1994 yılında bu tünellerin girişini bulduklarını iddia etmişlerdir. Günümüzde ise 4 hattan oluşan bu metronun sadece birinin varlığı onaylanmıştır( D6). Bu tünellere girişin kesinlikle yasak olduğu bilinmektedir. Sadece özel bir izni olanlar girebilmektedir.
13. Lascaux Mağaraları/ Fransa
Montignac köyünün yakınlarında yer alan bu mağara kompleksi duvarları ve tavanı kafatası kemiğinden oluşan duvar çizimleri ile doludur. Bu çizimler başlıca büyük hayvanlara aittir. Yapılan araştırmalara göre çizimlerin 17 bin yıllık olduğu düşünülmektedir.
18 yaşındaki Marcel Ravidat tarafından 1940 yılında keşfedilmiştir. Duvardaki çizimler birçok insanı merak içerisine düşürmüştür.
Antropologların araştırmalarına göre bu çizimleri çizenler geçmiş av başarılarını ve gelecekte avcılığı geliştirmek için gizemli bir sır olarak sakladıklarını düşünmekteler. İçerideki ortamın değişmesi İkinci Dünya Savaş’ı yüzünden olmuştur. Bu mağaralara günlük neredeyse 1200 ziyaretçi gelerek içerideki havanın sirkülasyonunu değiştirmiş ve mağaraya giren ışık çizimlere oldukça zarar vermiştir. Bu sebepten dolayı mağara 1963 yılında ziyarete kapatılmıştır.
14. Vatikan Gizli Arşivleri/ Vatikan
Katolik Kilisesi ve Vatikan zaten bilindiği üzere oldukça gizemli yerlerdir. Hemen hemen 8. yüzyıla kadar orayı ziyaret eden kişilerin kayıtları mevcuttur. Çok eskiden beri kayıt altına tutulunca tabi raflar 85 kilometre boyunca uzanmaktadır. Orayı ziyaret etmeniz için özel bir izninizin olması gerekmektedir. Burası Martin Luther’ın aforozundan  Michelangelo’nun Papa II. Julius’a yazdığı mektuba kadar özel belgeler barındırmaktadır.
15. North Brother Adası, Amerika Birleşik Devletleri
Doğu Nehri’nde yer alan 5 hektarlık ada Manhattan, New York eyaletine yaklaşık 4 kilometre uzaklıktadır. Ada sularında bir yolcu gemisinin batmasıyla 1000 kişi yaşamını yitirmiştir. Burası sonradan salgın hastalıkların tedavisi için Riverside Hastanesi’ne dönüştürülmüştür.
Bu hastanenin en ünlü hastası Mary Mallon’du. Diğer bir ismiyle Tifo Mary. Adından da anlaşılacağı üzere bu hasta Amerika’da tifo salgınına neden olan bakterinin belgelenmiş ilk semptomsuz taşıyıcısıydı. Mary, 50’den fazla insana kendi hastalığını yani tifoyu bulaştırmıştır. Hatta bunlardan 3’ü hayatını kaybetmiştir.
Taşıyıcı olduğunu her ne kadar inkar etse de Mary’nin tatlı pişirilirken ellerini çok nadir yıkadığını ve tatlıyı yiyenlere tifo hastalığını bulaştırdığı düşünülmektedir.
Bu ada 1950’li yıllara kadar halka tekrardan kapatılmıştır. O dönemlerde uyuşturucu bağımlılarını tedavi etmek için bir tesis açılmıştır.
Günümüzde kuş barınağı haline gelen North Brother Adası, balıkçılara ve diğer dalıcı kuşlara ev sahipliği yapmaktadır. Şuan terk edilmiş durumda olan bu adaya giriş kesinlikle yasaktır.
16. Fukuşima Yasak Bölge/ Japonya
Fukuşima Nükleer Santrali Kazası 2011 yılında Japonya’yı derinden sarsmıştır. O bölgelerde yaşayan halk evlerini boşaltmak zorunda kalmıştır. Bu olayı Uluslararası Nükleer Olay Skalası’nda Çernobil’den sonra 7. Seviye olarak 2.kaza niteliğinde sınıflandırılmıştır. Aşırı radyasyondan dolayı bölgeye giriş kesinlikle yasaktır.
O dönemlerde bir adam yeteri kadar ekipmanı olmadan bölgeye adım atmaya cesaret etti. 27 yaşındaki fotoğrafçı  Malezyalı Keow Wee Loong yasa dışı yollarla yasak bölgeye giriş yapmıştır. Oradaki tecrübesinden yararlanarak “Gerçek hayatta Fallout gibiydi.” yorumunu eklemiştir.
17. Ise Tapınağı/ Japonya
Ise Tapınağı, Şinto dininde Güneş’in ve evrenin tanrısı Amaterasu’ya taptıkları kutsal bir yerdir. Bu tapınağın yapımında hiçbir çivi kullanılmamıştır. Tahtalar birbiri içerisine bağlanarak inşa edilmiştir. İşin asıl tuhaf yanı ise her 20 yılda bir yıkılıp tekrardan inşa edilmesidir. Bunun Şinto dininde ölümü ve yeniden doğumu temsil ettiği söylenmektedir.
Yeni inşa edilecek tapınakta yine aynı şekilde çivi kullanılmadan inşa ediliyor. Bu tapınağın kutsallığı ve güzelliğine rağmen sadece din adamlarının ve imparatorluk ailesinin temsilcileri içeri alınabilmektedir. Bunun dışındaki ziyaretçilerin girmesi kesinlikle yasaktır.
18. Morgan Adası/ Amerika Birleşik Devletleri 
Ä°lgili resim
Güny Karolina’da yer alan Morgan Adası, Beaufort’un kuzeyinde bulunmaktadır. Bu ada aynı zamanda Maymun Adası olarak da bilinmektedir. Böyle anılmasını sağlayan şey adada yaşamını sürdüren yaklaşık olarak 4000 Hint şebeğinden oluşan maymun kolonisidir.
Aslında maymunlar adanın yerlisi değildir. La Parguera, Porto Riko’dan getirilen bu maymunlar Herpes B virüsü taşıdıkları ve Porto Riko’daki maymunların sayısı fazla olduğu için Güney Karolina maymunları hiçbir insanın yaşamadığı Morgan Adası’na taşınmayı istemiştir.
Adaya giriş günümüzde kesinlikle yasaktır. Yalnızca  National Institute of Allergy and Infectious Diseases çalışan araştırmacılar adaya giriş izni almaktadır.
19. Bohem Korusu/ Amerika Birleşik Devletleri
Kaliforniya’da bulunan yıllık bir kamp alanı  Bohemian Avenue, Monte Rio eyaletindedir. Bohem Korusu, ilk olarak 1872 yılında yapılmıştır. Düzenlenen etkinliğe her yıl yaklaşık olarak 2500 elit adam katılmıştır. Bu etkinliğe sadece dünyanın saygın isimleri davet edilmiştir. Bu kişiler; Nobel Ödülü alanlar, önde gelen siyasetçiler ve politikacılar, çeşitli ordu mensupları, Harvard veya Yale gibi elit üniversitelerin rektörleri gibi kişilerdir.
Söylenenlere göre etkinlik esnasında Bohem Koro Grubu geleneklerinin bir parçası olarak ritüeller ve tiyatro oyunları sergiliyorlarmış. Bu kulübün mottosu ‘Weaving Spiders Come Not Here’ o da Shakespeare’in bir oyunundan alıntıdır. Bu kelimenin anlamı ise dışarının endişelerini etkinliğe getirmemek anlamına gelmektedir.
Günümüzde hala etkinliğe katılım gerçekleşmektedir fakat yalnızca erkeklere özeldir. Kadınlar en fazla etkinlikte çalışan olarak görev yapabilmektedir.
Ünlü gazeteci Jon Ronson bu etkinliğin “çocukça” olduğunu belirtmiştir. Şu sözleri de ekleyerek; “Elvis taklitçileri, sahte ürkütücü pagan ritüelleri, ağır içki… Bu insanlar kariyerlerinde en üst noktaya ulaşmış olabilirler ancak duygusal olarak üniversite yıllarında kısılıp kalmış gibiler.” demiştir.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder